Atmosferde bulunan su buharı, karbondioksit, metan ve diazot monoksit gibi gazların miktarı arttıkça yeryüzü daha fazla ısınmaktadır. Bunun ana nedeni insan faaliyetleri etkisidir. Bu faaliyetler doğrudan ya da dolaylı olarak seragazları salımına neden olabilir. Isınma, aydınlatma, pişirme, ulaşım, hayvancılık faaliyetleri, ve endüstriyel süreçler sonucu atmosfere salınan eşdeğer karbondioksit miktarı günden güne artmaktadır.
Bir bireyin, bir ülkenin veya bir kuruluşun sürdürdüğü faaliyetler sonucu atmosfere saldığı sera gazlarının karbondioksit cinsinden karşılığı, karbon ayakizi olarak adlandırılır.
Karbon ayak izi hesabı daha ne kadarlık bir biyokapasiteye ihtiyacımız olduğunun cevabını vermektedir. Normal şartlarda, kişi başına düşen biyokapasitenin kişi başına düşen ekolojik ayak izinden fazla olması beklenir. Kişi başına düşen karbon ayak izi yaklaşık 4 tondur. Çin, Amerika ve Hindistan gibi ülkeler en büyük karbon ayak izine sahip ülkeler arasında yer alırken, Türkiye, İtalya, Almanya, İspanya gibi birçok ülkenin daha fazla biyokapasiteye ihtiyacı bulunmaktadır.
Sürdürülebilir alışveriş yapmak, tüketicilerin çevre sorunlarına karşı sorumlu bir tutum sergilemeleri açısından önemlidir. Aşağıda sürdürülebilir alışveriş önerileri bulabilirsiniz:
Bir insanın yıllık karbon ayak izi, yaşadığı ülkeye, yaşam tarzına, tüketim alışkanlıklarına, enerji kullanımına ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir. Ancak, genel olarak dünya genelinde bir insanın yıllık karbon ayak izi, ortalama olarak 4 ton CO2 eşdeğeridir.
Dünya genelinde en çok karbon ayak izi bırakan sektörler şunlardır:
Bireysel karbon ayak izi, ulaşım araçları, evi ısıtmak ve soğutmak için elektrik kullanımı, yeme alışkanlıkları, ürün tüketimi, geri dönüşüm alışkanları vb. ilişkili sera gazı emisyonlarını içerir.
Bir ürünün tüm yaşam döngüsü boyunca (hammadde çıkarmadan geri dönüşüme veya atığa kadar) sera gazı emisyonları şeklinde iklimle ilişkili etkiler ortaya çıkar. Ürün karbon ayakizi, bu etkileri belirlemeye, analiz etmeye ve doğru önlemlerle bu etkileri azaltmaya veya tamamen önlemeye yardımcı olur.
Şirket karbon ayak izi hesaplama, şirket tarafından gerçekleştirilen faaliyetlerden kaynaklanan yutak alanlar ve sera gazı kaynaklarının envanterini içerir. Şirketlerin karbon ayak izi, faaliyetlerinden doğan toplam sera gazı (GHG) emisyonlarının sayısal bir değerini sağlar.
Cihazlarımız, internet ve bunları destekleyen sistemler tarafından oluşturulan emisyonlar dijital karbon ayakizi olarak ifade edilir. Bu emisyonlar birlikte küresel karbon ayak izimizin yaklaşık %4’ünü oluşturuyor. Dijital karbon ayak izimizi üç kategoriye ayırabiliriz: Birincisi, dijital teknoloji üretimi. İkincisi, kişisel cihazlarımızı açmak. Üçüncüsü, internete bağlanmak.
Gelişmiş ülkeler, genellikle daha yüksek karbon ayak izlerine ve CO2 emisyonlara sahiptir. Bu, büyük ölçüde, elektrik sağlamak için yüksek miktarda fosil yakıt yakan daha güçlü enerji endüstrileri ve emisyonlara büyük ölçüde katkıda bulunan otomobil sahiplerinin sayısının fazla olmasından kaynaklanır. İmalat ve et üretimi gibi endüstriler de karbon ayak izi üretimine katkıda bulunur.
Ekolojik ayak izi, nüfusun kendini sürdürmesini (devam ettirmesini) sağlayan biyolojik olarak üretken toprak veya su miktarını ölçer. Bu ölçüm, bir nüfusun ürün üretmesi, atıklarını asimile etmesi veya temizlemesi için ihtiyaç duyduğu kaynakları hesaba katar. Biyolojik olarak verimli toprak ve su, ekilebilir araziler, meralar ve marin yaşamın içeren denizin bölümlerini içerebilir.
Su ayak izi, kullandığımız ürün ve hizmetlerin her birini üretmek için kullanılan su miktarını ölçer. Bir işlem (pirinç yetiştirmek gibi), bir ürün (kot pantolon gibi), arabamıza koyduğumuz yakıt veya çok uluslu bir şirketin bütünü için ölçülebilir. Su ayak izinin üç bileşeni vardır; yeşil ayak izi, mavi ayak izi ve gri ayak izi. Bu bileşenler birlikte, tüketilen suyun kaynağını yağış/toprak nemi veya yüzey/yeraltı suyu olarak ve çevreyi kirleten maddelerin asimilasyonu için gerekli tatlı su hacmini tanımlayarak su kullanımının kapsamlı bir resmini sunar.
Dünyadaki kaynakları gelecekte de verimli şekilde kullanmak için evlerimizde sürdürülebilir yaşam alışkanlıkları edinmemiz önemli. Kaynakları tasarruflu kullanmak, gereksiz enerji harcamalarından kaçınmak ve geri dönüşüme destek vermek her birimizin yapabileceği birer adım aslında. Peki, evde geri dönüşüm konusunda hangi yaratıcı projeleri gerçekleştirebilirsin?
Plastik doğada en geç toprağa karışan atıklardan olduğu için özellikle plastik şişeleri geri dönüşüme dahil etmen önemlidir. Bu önerimizde büyük boy plastik şişelerin tabanını istediğin tasarımla keserek bir saksı haline getirebileceği göstermek istedik. Sevimli bir boyama ile çocuk odasının veya balkonunun dekorasyonunda kullanabileceğin bu saksılarda kekik, fesleğen gibi baharatlarını yetiştirebilirsin.
Fincan takımları kırıldığı veya deforme olduğu zaman bazı durumlarda kullanmak sağlık açısından tehlikeli olabilir. Ancak senin için önemi olan takımları çöpe atmadan önce değerlendirebileceğin farklı tasarımları değerlendirebilirsin. Örneğin fincanlarının içini bir mumluk olarak kullanabilirsin. Evinde olan bir mumu eritip fincana dökerek bir dekor ürünü olarak geri dönüştürebilirsin.
Yıpranan, yırtılan veya artık kullanmak istemediğin kumaşları bir yatak başlığı olarak ev dekoruna geri kazandırabilirsin. Belirlediğin tekstil ürününü (kıyafet, battaniye, kumaş, nevresim vb.) şeritler halinde keserek karmaşık veya ton sıralamasına göre bir ip üzerinde dikey olarak birleştirebilirsin. Basit dikiş detaylarıyla bir araya getirebileceğin bu çalışmayı örneğin yatak başlığı olarak veya okuma köşenin duvarına bir süs olarak asabilirsin.
Fermuarı yırtılan, kırılan, içine su alan bavulları çöpe atmak yerine evine geri kazandıralım! Özellikle evcil hayvanlarının çok seveceği bir sepet, dergilik veya ekleyeceğin bacaklara komodin olarak değerlendirebilirsin.
Büyük boyutta bir plastik atığı oluşturan başka bir ürün ise deterjan kutularıdır. Kalın çeperli plastikten üretilen deterjan kutuları kesilse de formları bozulmayacağı için pek çok tasarım fikri ile geri dönüşüme kazandırılabilirler. Birkaç yaratıcı fikre görsellerde yer vermek istedi
Diş hekimlerinin tavsiyeleri doğrultusunda diş fırçalarının 3 ayda bir değiştirilmesi gerektiğini göz önünde bulundurarak eskiyen diş fırçalarınızı çöpe atmak yerine ev temizliği yaparken kullanabileceğiniz bir araca dönüştürebilirsiniz.Artık kullanmadığınız diş fırçası ile iri fırçaların ulaşamadığı fayans, derz araları gibi bölümlerin temizliğini sağlayabilirsiniz.